Adı Nerden Gelir?

                Doğubayazıt'ın Adı

Bölge halkı arasında Doğubayazıt Kalesi'ne, "Ceneviz Kalesi" diyenler de vardır. Ortaçağ'ın başlarında, Karadeniz kıyısında bulunan limanlardan Asya'ya ticaret yapan Cenevizli tüccarlar, Doğubayazıt’tan geçen transit yolu kullanmışlardır. O dönemde Sinop, Samsun ve Trabzon gibi Karadeniz kıyı şehirlerinde önemli ticaret iskeleleri vardı. Cenevizliler bu iskelelere getirdikleri malları, Trabzon-Tebriz üzerinden kervanlarla Asya pazarlarına ulaşmıyorlardı. Asya'ya giden bu kervan yollarından biri de, Doğubayazıt’tan geçmektedir. W. Heyd, Trabzon'dan Tebriz'e giden bu kervan yolunu şöyle tanımlamaktadır: "Bugün Bayburt, Erzurum, Diyadin, Doğubayazıt, Kontrol üzerinden geçen transit yolu, eskiden kervanların da kullandığı şüphe götürmez bir gerçektir". W. Heyd, J. Brant'ın seyahatnamesine da yanarak Bayburt, Erzurum, Hasankale ve Doğubayazıt'ta kervanların konaklaması için Cenevizlilerin kaleler yaptıklarını yazmaktadır. Bu bilgilerden anlaşılacağı üzere, Urartulardan kalan Doğubayazıt Kalesi Ortaçağ başlarında Cenevizli tüccarlar tarafından restore edilerek kullanıldığından, halk arasında "Ceneviz Kalesi" olarak da anılmaktadır.

Doğubayazıt yöresinin Cezayirliler (1358-1382) tarafından fethine kadar, "Daryunk" adı kullanılmıştır. Celayir Devleti'nin iki kardeş arasında bölünmesinden sonra, Doğubayazıt yöresi Sultan Bayezid'e verilmişti. Sultan Bayezid, 1374 yılında Bayram Hoca'nın saldırılarına karşı koyabilmek için Doğubayazıt Kalesi'ni restore ettirmiş, hatta Sultan Bayezid (muhtemelen) İshak Paşa Sarayı'nın bulunduğu yere bir kale-saray yaptırmıştır. Halk tarafından çok sevilen Sultan Bayezid'in ölümünden sonra, halk onun anısına şehrin adını değiştirerek, "Daryunk" yerine ilk defa "Bayezid" adını vermiştir. Eski kalenin adı da, Sultan Bayezid'e ithafen Bayezid Kalesi olarak değişmiştir.
Bazı kaynaklarda, Timur'un ordularını durdurmak ve bu bölgede öncü kuvvetler bulundurmak için I. Bayezid'in (1347-1403) kaleyi ve kalenin altındaki camiyi yaptırdığı, bu nedenle de "Doğubayazıt" şehri adını I. Bayezid'dan aldığı yazılmakta ise de, Osmanlılar, o tarihte henüz Doğubayazıt ve yöresini kendi topraklarına katmadığı için bu bilgiler doğru değildir. Doğubayazıt, 1514 de çaldıran Savaşı'ndan sonra I. Selim zamanında Osmanlı topraklarına katılmış, kalenin altında, merkezi kubbeli ve tek minareli "Selim Camii"de o dönemde yapılmıştır.

Şehrin adı, Bayezid (Bayazid, Bayazit) olarak 1934 yılına kadar kullanılmış, yazışmalarda ve postada, (İstanbul'un Beyazit semti ile Ağrı-Bayezid birbirine karıştırıldığı için şehrin adı "Doğubayazıt" olarak değiştirilmiştir. Çeşitli kaynaklarda "Doğubayezit", "Doğubayazıt", "Doğubeyazit" ve "Doğubeyazid" olarak yazılıyorsa da, Türkçe'deki ses uyumu, halkın yaygın olarak kullandığı yazım tarzı ve imla kılavuzunda olduğu gibi "Doğubayazıt" olarak yazılmasının doğru olduğu kabul edilmiştir.
Doğubayazıt 14 Nisan 1918 tarihinde Rus işgalinden kurtarılarak Vilayet yapılmışsa da, coğrafi ve idari yönden Karaköse'nin daha uygun olması nedeniyle, 1927'de Karaköse Vilayeti merkez yapılmış; Doğubayazıt da Karaköse'ye bağlı ilçe olmuştur. Karaköse vilayet olduktan sonra, sınırları içinde kalan Ağrı Dağı'na izafeten adı Ağrı şehri olarak değiştirilmiştir.

Yukarı Doğubayazıt şehri arazisi topografik yapısının engebeli olması ile güney ve doğusundaki sarp kayalıklar nedeniyle gelişmeye müsait olmadığı için Doğubayazıt şehri, 7 Km. kuzeybatıya, transit yolun geçtiği Sarıova'da Eski Tren İstasyonu mevkiine taşınmıştır. 1938 den sonra da Yukarı Doğubayazıt tamamen terk edilerek, günümüze bir ören yeri olarak kalmıştır. Yöre halkı, her iki yerleşim yerini birbirinden ayırtmak için, "Aşağı Doğubayazıt" veya "Yeni Doğubayazıt", "Yukarı Doğubayazıt" veya Eski Doğubayazıt olarak adlandırmaktadır.

SAAT
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol